AnasayfaGenetik ÜzerineGenelPGT: Üreme Sağlığında Genetik İnceleme

PGT: Üreme Sağlığında Genetik İnceleme

In Vitro Fertilization başarı artık sadece laboratuvarda embriyo geliştirmekle değil, genetik olarak en doğru embriyo seçmekle belirleniyor. Preimplantasyon Genetik Testler (PGT-A, PGT-M ve PGT-SR gibi), implantasyon öncesinde embriyoların genetik yapısını değerlendirerek hem gebelik başarısını artırıyor hem de klinik süreçleri daha öngörülebilir hale getiriyor.

PGT, IVF Sürecinde Hem Tanısal Hem de Seçici Bir Araç Olarak Birçok Klinik Avantaj Sağlar:

  • Anöploidiye bağlı düşük riskinin azaltılması
  • Tek gen hastalıklarının aktarılmasının önlenmesi
  • Tekrarlayan kayıpların altında yatan genetik nedenlerin belirlenmesi
  • İleri yaş gebelik planlayan kadınlarda sağlıklı embriyonun daha uygun seçilmesi
  • Embriyo kalitesinin yalnızca morfolojiye değil genetik veriye dayalı değerlendirilmesi
  • Klinik sürecin daha öngörülebilir ve kişiselleştirilmiş hale gelmesi
  • NGS sayesinde küçük kromozomal anomalilerin ve mozaizmin daha hassas tespit edilmesi

Özellikle NGS tabanlı yöntemlerin kullanılması, bu testi çok daha güçlü hale getirmiş durumda.

Yeni Nesil Sekanslama, PGT’de Duyarlılık ve Doğruluğu Nasıl Artırdı?

Yeni Nesil Sekanslama (Next Generation Sequencing, NGS) tabanlı analizler, embriyo biyopsisinden elde edilen çok sınırlı DNA miktarına rağmen hem anöploidi hem de yapısal anomalileri yüksek çözünürlükte değerlendirebilen bir platform sunar. Bunun sonucunda PGT’nin tanısal gücü önceki nesil tekniklere kıyasla belirgin şekilde artmıştır.

1. Yüksek Çözünürlükte Kopya Sayı Analizi

NGS, embriyo DNA’sını milyonlarca küçük fragman halinde dizileyerek hem büyük hem de 1–5 Mb arası küçük segmental anomalileri tespit eder.

  • Mikrodelesyon ve mikroduplikasyonların yakalanma oranı artar.
  • Array-CGH ve FISH’in kaçırdığı ince varyasyonlar görünür hale gelir.
  • PGT-A’nın duyarlılığını doğrudan yükseltir.

2. Mozaizmin Kantitatif Olarak Belirlenmesi

Mozaizm embriyonun implantasyon başarısını etkileyen en karmaşık parametrelerden biridir. NGS, anormal hücre oranını kantitatif hesaplayarak:

  • %20–40: düşük mozaik
  • %40–80: orta/yüksek mozaik

şeklinde daha doğru sınıflandırma yapılmasını sağlar.

3. Sınırlı DNA ile Yüksek Doğruluk

Embriyodan alınan 5–8 hücredeki DNA hem az hem de WGA amplification bias’a duyarlıdır. NGS’nin gelişmiş algoritmaları:

  • Allelic dropout (ADO)
  • WGA yanlılığı
  • Amplifikasyon artefaktları

gibi hataları filtreleyerek küçük örneklerde bile yüksek doğruluk sağlar.

4. SNP Tabanlı Haplotipleme ile Güçlü Doğrulama

NGS, tek gen hastalıkları için hem mutasyon bölgesini hem de çevresindeki SNP profilini okumayı mümkün kılar.

  • Rekombinasyon hataları saptanır.
  • Taşıyıcı-sağlam ayrımı %98–99 doğrulukla yapılır.

PGT-M’de teknik katma değeri belirgin şekilde artırır.

5. Allele-Specific Copy Number Analizi

Standart CNV analizlerinden farklı olarak NGS, maternal ve paternal allellerin kopya sayılarını ayrı ayrı değerlendirebilir.

  • Segmental anomaliler daha doğru tespit edilir.
  • Mozaik segmental olayların yanlış sınıflandırılması azalır.

6. Tek Platformda Çoklu PGT Analizi

NGS, aynı biyopsiden hem PGT-A hem PGT-M hem de PGT-SR çalışılmasına izin verir.

  • Anöploidi taraması
  • Tek gen mutasyon analizi
  • Yapısal kromozomal bozukluklar

tek seferde ve aynı çözünürlükte değerlendirilir. Böylece klinik karar daha bütüncül hale gelir.

Bilimsel Verilere Göre PGT’nin Etkisi:

ASRM (American Society for Reproductive Medicine, 2023) Verileri:

PGT-A’nın embriyo seçiminde doğruluğu artırdığı ve özellikle ileri yaş grubunda anöploidi elemesi sayesinde implantasyon ve gebelik oranlarını iyileştirdiği gösterilmiştir. Ayrıca düşük riskinin azalmasına katkı sağladığı raporlanmıştır.

ESHRE (European Society of Human Reproduction and Embryology, 2020) Kılavuzu:

Tek gen hastalık taşıyıcısı çiftlerde PGT-M uygulanması açık şekilde önerilmektedir. ESHRE’ye göre PGT-M, monojenik hastalıkların nesle aktarılmasını önlemede en yüksek doğruluk oranına sahip klinik yaklaşım olarak kabul edilmektedir.

Fragouli & Wells (2018):

Kırk yaş üzeri kadınlarda embriyolarda anöploidi oranının yaklaşık yüzde altmış seviyesine ulaştığı gösterilmiştir. Bu yaş grubunda genetik tarama yapılmadan embriyo seçiminin implantasyon başarısızlığı ve düşük riskini anlamlı şekilde artırdığı vurgulanmaktadır.

Yazarlar: Akın Sevinç, Nuket Kamiş
Editör: Umut Batuhan Sarı

Referanslar:

1. Practice Committee of the American Society for Reproductive Medicine. 2023. Use of Preimplantation
2. Genetic Testing for Aneuploidy (PGT-A): A Committee Opinion. Fertility and Sterility 119(1): 36–45.
3. European Society of Human Reproduction and Embryology. 2020. Preimplantation Genetic Testing Guidelines.Brussels: ESHRE.
4. Fragouli, E., and D. Wells. 2018. “Aneuploidy in the Human Blastocyst.” Seminars in Reproductive Medicine 36(3–4): 256–265.
5. Harper, J. C., et al. 2018. “The Evolving Role of Preimplantation Genetic Testing in Reproductive Medicine.” Human Reproduction 33(4): 593–604.
6. Capalbo, A., and L. Rienzi. 2021. “Comprehensive Chromosome Screening in IVF: What Have We Learned So Far?” Reproductive Biomedicine Online 42(5): 863–877.
7. Handyside, A. H. 2023. “Preimplantation Genetic Testing: Current Status and Future Directions.” Nature Reviews Genetics 24: 391–409.
8. Sermon, K., et al. 2016. “Preimplantation Genetic Testing for Monogenic Disorders and Structural Rearrangements.” Human Reproduction Update 22(6): 687–708.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir